HSS ÖNCE OKU SSS SONRA OKU
Hiç Sorulmayan Sorular

HSS

Sıkça sorulan sorulardan önce genel bir açıklama yapmak bahanesiyle hiç sorulmayan sorulara cevap vermemiz faydalı olacak; zira değerlendirme notlarına gelen itirazların büyük bir kısmı “o çevirmenin İngilizcesi çok iyidir, kötü çeviri yapmış olamaz” kanaatine dayanıyor. Oysa çeviri kalitesinin en önemli parametresi Türkçe bilgisidir. Ana dilini çok iyi bilmeyen birinin yabancı bir dili çok iyi biliyor olması teknik olarak imkansıza yakındır fakat diyelim ki çok iyi biliyor; bu onun iyi çeviri yapacağını göstermez.

Çeviri, kelimelerin karşılıklarını yazıp grameri uyarlamak değildir. Bu söylenince akla hemen deyimler geliyor fakat sorun onlardan ibaret değil; hiç deyim içermeyen bir cümle de bütün kelimeleri ve gramer yapısı çevrildiğinde aynı anlamı vermeyebilir.

Örnek üzerinden gösterelim: “I live in Ankara” cümlesinin motamot karşılığı “Ben Ankara’da yaşarım”, gereksiz özneden kurtulduktan sonraki karşılığı “Ankara’da yaşarım”, dil özelliklerini ve alışkanlıklarını dikkate alan düz karşılığı “Ankara’da yaşıyorum”, doğru çevirisi ise “Ankara’da oturuyorum” olur. Görüldüğü üzere motamot karşılıklardan kaçınmak yetmiyor, üzerine iki kademe yerelleştirme yapmak gerekiyor bu cümlenin doğru çevirisine ulaşmak için: Öncelikle fiil kipini değiştirmeniz gerekiyor, zira İngilizcede geniş zaman ile kurulan bu cümle Türkçede şimdiki zaman ile kuruluyor. Üstüne, kullanılan fiilin deyim anlamı olmamasına rağmen Türkçede o fiil o anlamda sık kullanılmadığından aynı anlam için çok daha sık kullanılan alternatife gitmeniz gerekiyor: Kelime karşılıklarına bakarsanız “live”den hiçbir şekilde “oturmak” çıkmaz fakat “I live in Ankara”nın Türkçesi “Ankara’da oturuyorum”dur. Yani bazen doğru çeviri, kelimenin sözlükteki karşılığını tamamen ihmal edip yerine bambaşka bir kelime yazarak yapılır.

Cevaba gelelim: Çeviri, kaynak dildeki cümleyi anlayıp hedef dilde o anlamı ifade edecek cümleyi kurmaktır.

Bir önceki sorunun cevabı tekil cümleler için bu soruya da cevap oluyor. Elimizde çevrilecek birden fazla cümle/ibare olduğunda ise tekil ifadeleri çözmek yeterli değil, bütün için tutarlı ve geçerli bir çözüm bulmak gerekiyor. Tekil cümleleri doğru/iyi çevirmek simültane tercümenin bile ancak ilk birkaç cümlesinde mazur görülür, devamında bağlam bilgisine göre uyarlama beklenir.

Örneğin karşılıklı konuşmada “I won’t pay for the pizza. / Yes, you will.” atışması “Pizzanın parasını (ben) ödemeyeceğim. / Evet, yapacaksın” diye çevrilmez; öncelikle ikinci cümledeki cevabın ilk cümledeki soruya denk gelmesi için “yapacaksın” yerine “ödeyeceksin” konur; sonra Türkçe karşılıklı konuşmanın soru-cevap usulüne göre o “Evet”, “Hayır”a dönüştürülür, zira İngilizcede evet/hayır cevapları cümleyi kurana göre şekillenirken Türkçede cevap verilen cümleye göre şekillenir. Bunlardan birini kullanmak da şart değil tabii, “Yoo” deyip buna uygun bir ifade ile devam edebiliriz, evet/hayır işlevini cümlenin kendisine yükleyebiliriz... Bu atışmanın iyi bir çevirisi şöyle olabilir örneğin: “Pizzanın parasını ben ödemem! / Ödersin, ödersin!” Başka da birçok iyi çeviri seçeneği var tabii; uyarlamaya müsait bir cümle bu, konuşanın kişiliğine göre tonu değiştirilebilir.

Neticede çeviri, eldeki materyalin bütününe yeterince aşinalık kazanıldıktan sonra, o bütünün içinde çevrilen ifadenin yeri ve anlamı gözetilerek ve bütünlüğe zarar vermeyecek şekilde yapılır.

3.1. Çevirinin genel kabul görmüş kalite göstergesi şeffaflıktır: İzleyici/okuyucu çeviriye baktığında çevirmeni değil eseri/karakteri görmelidir. İkinci sorunun cevabında bunun ipucunu vermiştik: İyi çeviri, konuşanın kişiliğine göre ton değiştirebilir.

Bundan şu sonuç çıkar: Değiştirmeyebilir de. Şeffaflığı iki şekilde sağlayabilirsiniz:

a) Üslup kullanmazsınız, bütün diyalogları üslupsuz ama düzgün bir Türkçe ile çevirirsiniz;

b) Karakterleri ve onların hikaye içindeki rollerini iyice anlayıp her bir karakteri rolüne ve kişiliğine uygun düşecek bir üslupla konuşturursunuz. Hangisini tercih ettiğiniz önemli değil, tercihinizi uygulamaya iyi yansıtırsanız iyi bir çeviri çıkarabilirsiniz. Yalnız şunu aklınızda bulundurmanızda fayda var: Çeviriye yeni başlamış biri için “b” seçeneği hayli risklidir. Ancak bir karakterin konuşmasının bozukluğuna dikkat çekiliyorsa zorunlu olarak onu bir şekilde yansıtırsınız, bunu da abartmadan yapmanızda fayda var.

3.2. Çeviri kalitesini direkt olarak etkileyen bir diğer unsur, çeviriye hazırlıktır. Çeşitli boyutları vardır fakat öne çıkan üç boyutunu burada kısaca sunmakta fayda var.

3.2.1. İyi çeviri yapmak için çevrilecek materyalin bütününü değilse bile çevrilecek bölümle direkt ilgili kısımlarını mutlaka bir defa okumuş/izlemiş olmak gerekir. Uyarlama bir eseri çeviriyorsanız ve kaynağına ulaşmanız mümkünse o kaynağı muhakkak okumalısınız. Böylece önceliklerinizi ve o animede iş görecek çeviri stratejisini belirleyebilirsiniz: Teknik yönü olan bir hikaye varsa sadakate yönelmeniz gerekir, akıcı diyaloğa dayanan bir hikaye varsa kabul edilebilir uyarlamaya. Kaynağına ulaşılamayan veya orijinal bir animeyi güncel çeviriyorsanız her bir bölümü çevirmeden önce mutlaka izlemelisiniz. Tamamlanmış bir animeyi çeviriyorsanız tamamını izlemelisiniz. Usta bir çevirmen ilk iki bölümden sonrasını sıfırdan izlerken de çevirebilir; riskli olabilecek çevirilerine işaret koyar, bölümün devamında sorunlu olduğunu anlarsa dönüp değiştirir. Fakat bu beceriyi ve sezgiyi kazanmak yıllar alır ve bunu kazanmış çevirmenlerin de hepsi vakitleri varsa o riski almayıp bölümü önden izlemeyi tercih eder.

3.2.2. Çevrilecek animenin türüne ve anlatım tarzına göre önden araştırma yapmak birçok durumda faydalı olur. Örneğin tarih temalı bir anime çevirecekseniz hikayenin gerçek tarihsel arka planını Vikipedi gibi yüzeysel kaynaklardan okumanız, yeri geldiğinde bir referansı çözmek için saatler harcamaktan sizi kurtarır. Boke-tsukkomi tarzı komedi animesi çevirecekseniz aynı tarzdaki birkaç animeye göz atıp birkaç Karagöz-Hacivat oyunu, birkaç bölüm Seinfeld izleyerek kendinizi bu türün diyalog dinamiklerine hazırlayabilirsiniz...

3.2.3. Bolca terim veya özel anlamlı kelime içermesi beklenen bir anime çevirecekseniz bu terimlere baştan karşılık bulmak ve bunların listesini önünüzde hazır bulundurmak sizi ileri bölümlerde zaman kaybından kurtarır: Anime bir çatışma ortamında veya askerler arasında geçiyorsa askeri terminoloji, bir bilim/sanat/spor dalını konu alıyorsa o uzmanlık alanının terminolojisi, belli bir yöreye odaklanıyorsa o yöreye özgü sık kullanılan tabirler, kendi terimlerini yaratmış bir hikayeyse o uydurma terimler, belli bir alt kültürü konu alıyorsa o alt kültürün jargonu... Bunları baştan araştırıp önünüze sıkça çıkacak özel kelimelere karşılıklar hazırlamalısınız. Baştan hazırlamayı bir sebepten atladıysanız da karşınıza enteresan bir terim çıktığında bunu o çeviri dosyasının haricinde bir yere de not almak işinizi görür. Gerçek terminoloji için terim sözlüklerinden ve internet forumlarından faydalanabilirsiniz. Uydurma terminoloji için ise yaratıcılığınızı sergilerken dengeyi tutturmanız önemli: İzleyici o kelimenin özel bir anlamı olduğunu fark etmeli fakat o kelimeyi orada görmenin şaşkınlığıyla dikkatini hikayeden ayırmak durumunda kalmamalı.

3.3. Çeviride karşılaşılacak diğer önemli zorluk unsurlarını sayarak bitirelim:

3.3.1. Üçüncü dile çeviri: Fansub çevirilerinin de lisanslı platformlara yapılan anime altyazı çevirilerinin de çoğu İngilizce üzerinden yapılıyor, malum. N6-kun’ların Japoncadan çevirmesine kıyasla buna da şükür tabii; fakat bu durum ek bir zorluk çıkarıyor: İngilizce altyazının Japonca dublaja bire bir uygun olması mümkün değil; yanlışı olmasa bile yorumları olacaktır, uzun cümlelerin kurgusunda farklılıklar olacaktır, eksikleri ve fazlaları olacaktır. Yorumlar ve kabul edilebilir eksikler/fazlalar için esneklik payı bırakabilirsiniz; örneğin İngilizcede anlamlı duran bir kelime esprisinin Japoncadan bire bir çevrilmediğini, konu için önemli olmayan kelimelerin önemli olan kelimeye veya bağlama uyacak şekilde tamamen İngilizce altyazıya mahsus olmak üzere uydurulduğunu tahmin edebilirsiniz ve benzerini Türkçede yapabilirsiniz. Yanlışlar için ise akışa ve karakterlere uygunluğu sürekli kontrol etmeniz gerekir ve buna rağmen yanlışları fark etmemeniz mümkündür. Arada garipsediğiniz yerler olursa Japonca bilen birine sorabilirsiniz. Akışı bozmadığından fark etmediğiniz muhtemel yanlışları ise seyircinin de fark etmemesini ummaktan başka yapabileceğiniz bir şey yok.

3.3.2. Zihinsel kondisyon: Çeviri, zihni çok yoran bir iştir. Çeviriye salim kafa ile girişmeli ve her gün çeviri yapıyorsanız günde 4 saati aşmamalısınız. Bir noktada zihniniz fazla yorulduysa hiç zorlamayıp bırakmalı, iyi bir uyku çektikten ya da başka bir şekilde zihninizi rahatlattıktan sonra devam etmelisiniz.

3.3.3. Kullanılan dil: Kendi gündelik konuşmanızda doğal olarak kullanmadığınız kelimeleri çeviride kullanmaktan mümkün mertebe kaçınmanız gerekir. Her zaman kaçınmak mümkün olmaz tabii, zira birçok eserde bizim gündelik hayatta kullandığımızdan daha fazla kelime kullanılıyor. Bu durumda da en azından daha önce birkaç defa okumuş olup anlamını ve kullanımını iyi bildiğiniz kelimeleri tercih etmelisiniz. Sözlükte tam aradığınız anlamı verdiği belirtilen harika bir kelime mi buldunuz? Seneye kullanırsınız, şimdi değil. Alternatif olarak eğer imkanınız varsa sizden daha iyi Türkçe bilen birilerine o kelimenin kullanımı hakkında danışabilirsiniz. En az 5 farklı cümlede doğal kullanımını görmediğiniz kelimeyi kullanmamanızda fayda var, zira yanlış kullanma ihtimaliniz çok yüksek.

3.3.4. Anlatıcı: Bazen hikayenin arka planını anlatan kişi, bazen bir haber metni, bazen bir TV sunucusu diyalog akışının dışında bilgi verme işlevi üstlenir. Karakterlerdeki üslup tercihiniz ne olursa olsun bu anlatıcı rolünü anlaşılır bir dille, ciddiyetini bozmadan çevirmeniz gerekir. Komedilerde esprili anlatıcılar da görülür tabii ama onu zaten bir şekilde anlarsınız, genel anlatıcı profiline aykırı düşüyorsa ona göre varyasyon yaparsınız.

3.3.5. Alıntı: Özellikle meşhur edebi eserlerden alıntılar yapıldığında yaygın çevirmen davranışı, bilmediği Osmanlıca kelimeler veya hiç kimsenin kullanmadığı yeni Türkçe uydurma kelimeler kullanmak oluyor. Oysa meşhur edebi eserlerin genellikle meşhur çevirileri de vardır. Bunları internette arayıp bulmak bazen vakit alır fakat alıntı içeren çevirilerde şeffaflığı sağlamanın da en iyi yoludur.
Sıkça Sorulan Sorular

SSS

Çeviri değerlendirmeleri hakkında sıkça sorulan sorulara cevaplar

Kimsiniz siz?

Fansub faaliyetine yıllarını vermiş ve iyi çeviriyi kötü çeviriden ayırmayı öğrenmiş çevirmenler ve redaktörleriz.

Çevirimize v2 çektik, haberiniz var mı?

Siz söylemedikçe haberdar olmamız zor; lütfen söyleyin, değerlendirmemizi gözden geçirelim. 1 veya 2 önemli hatayı düzelttiyseniz değerlendirme notuna %10 seviyesinde yansıtırız, zira izleyicilerin %90’ı v1’i izledi bile. v1’de bir sürü hata varken sıfıra yakın hatalı bir v2 verdiyseniz notu değişmez, zira bu güvenilmezliğinizi gösterir; o v1’in hiç çıkmaması gerekirdi.

Teknik yapı hatalarını dikkate alıyor musunuz?

Altyazıyı okunamaz hale getirmediyseniz şekle bakmıyoruz.

Bizim çevirilerimizi gömme hakkını size kim verdiyse o. Bu hak doğal olarak herkeste var. Çevirimizi insanların görebileceği bir yere koyduğumuz anda o insanların o çeviriyi beğenmeme ve nesini beğenmediğini herkesin görebileceği bir yerde söyleme hakkı doğar. Biz de bu hakkı makul ölçüler içinde kullanıyoruz.

Temel kriterlerimiz doğruluk, doğallık, akıcılık ve tutarlılık. İki dildeki tabirlerin birbirine tam olarak denk gelmediği durumlarda (yani çoğu zaman) doğruluk kriterinin uygulaması “yanlış olmamak” şeklinde oluyor.

Doğallık kriterini “yerindelik” veya “şeffaflık” diye de okuyabilirsiniz, zira bazı cümlelerde çeviriyi şeffaflığın diğer unsurları açısından değerlendirmek daha makul oluyor, bazı cümlelerde de sadece “bu durumda bu tabir kullanılır mı” diye bakıyoruz. Akıcılıktan kastımız dikkatli bir izleyicinin dikkatini sahneden ayırıp çeviriye vermesine sebep olacak ifade arızalarının olmaması. Tutarlılık da adı üstünde; çeviri tercihlerinin istikrarla devam ettirilmesi, 3. dakikada “karargah” denen şeye 8. dakikada “komuta merkezi” denmemesi.

Vive la postmodernité! Evet, artık her şey muğlak, her şey herkese göre değişebiliyor; kimin aforizması daha çok rt alıyorsa o haklı, kimin çevirisi daha çok izleniyorsa o iyi çevirmen. Eyvallah, biz de haksız demiyoruz, modernitenin altından postu çekmek bizim haddimizi aşar. Biz sadece “bunu bu sebepten beğenmedik” diyoruz. Siz beğendiyseniz buyurun, siz de ne sebepten beğendiğinizi yazın.

Daha az felsefi, daha fonksiyonel cevap: HSS’de “neye göre”nin açıklamasını yaptık, “kime göre”nin alt metnindeki fularlı pipolu profesör unvanlı eleştirmenler tarafından değerlendirilme beklentiniz ise hiçbir zaman karşılık bulmayacak, zira o bütün Türkçe anime fansub kitlesinin haddini aşar.

Biz bu müktesebata sahip kişiler olarak aklımız yettiğince böyle değerlendiriyoruz. Gönül ister ki başkaları da başka türlü değerlendirsin, izleyici ve çevirmen çeşitli bakış açılarından değerlendirmeler okuyup kendi adına sonuç çıkarsın. AnimeMangaTR’de, Fansubs.co’da, TürkAnime’de ve başka mecralarda üç dört değerlendirme grubundan biri olarak değerlendirmelerimizi fansub kitlesinin beğenisine sunmayı biz de isteriz ama şu anda öyle bir lüks yok maalesef. Yarına kısmet!..

Aynı notu almış birden fazla çeviri varsa ve daha yüksek not alan yoksa bunlardan görece iyi olanını göstermek için “+” kullanabiliriz; ek ayrıntı için kullanmayı düşünmüyoruz.

FKT Discord sunucusunda linki paylaşılan ayrıntılı tabloyu Google Sheets’te açıp imleci notunuzun üzerine getirirseniz çıkan açıklamada o notu vermemize sebep olan gözlemlerimizin özetini görebilirsiniz. Daha ayrıntılı açıklama isterseniz Discord üzerinden çeviri değerlendirme ekibinden birine sorabilirsiniz. Çoğunlukla oraya yazdığımızdan daha ayrıntılı notlar alıp kendi tablomuzda yorum olarak saklıyoruz.

Notların açıklamalarına bütün tespitlerimizi değil bunların özetini veya sürpriz bozan (spoiler) vermeden çeviri kalitesini göstermeye yetecek az sayıda örneği yazıyoruz. Başka ne sorunlar gördüğümüzü sorarsanız söyleriz. Ama ilk birkaç dakikada yaptığınız yanlışlar kaynak veya hedef dili yeterince bilmediğinizi açıkça gösteriyorsa devamında başka ne yanlışlar olduğuna bakmıyoruz.

Büyük ihtimalle Türkçeniz iyi olmadığındandır. Animelerin büyük çoğunluğu 15 yaş altı oğlan çocuklarına hitap ettiğinden kaynak dildeki ifadeleri anlamak çoğunlukla zor olmaz. Çoğu insan anladığını iyi ifade edebilecek kadar iyi Türkçe bilmiyor, sorun bu. Hatta çoğu çevirmen “Hiç Sorulmayan Sorular”daki “Çeviri nedir?” sorusunun cevabını görse şaşıracak kadar çeviri kavramından bihaber; çeviriyi karşılık yazmak zannediyor, en iyi ihtimalle bir deyimi atlamayıp deyim anlamının Türkçe karşılığını yazdıysa kendini başarılı sayıyor, yani çeviri yapmaya başlamıyor bile. Çeviri yapmayıp karşılık yazmanın bizim not sistemimizdeki karşılığı E-D, bağlamı ve akışı hiçe saydıysa F.

Tabii İngilizceden çeviri yapıyorsanız kötü bir kaynak kullanmanız da çevirinizin kötü bir not almasına sebep olabilir. Hikayeyi takip edip kaynak olarak kullandığınız İngilizce altyazının sorunlu olduğunu anlamanızı bekliyoruz. Bunu anlamamak sizin kabahatiniz olmasa bile neticede biz Türkçe altyazıyla izleyecek olanların hikayeyi ne kadar anlayacağına bakarak not verdiğimizden o çevirinin notu o oluyor.

Sorunun kısa cevabı “Hayır”.

Halihazırda değerlendirme ekibimiz 4 kişi, bunların üçü Japoncayı, üçü İngilizceyi, ikisi hem Japoncayı hem İngilizceyi iyi biliyor. İki dili de iyi bilen bir değerlendirici, akışa bariz aykırı olmayan yanlış çeviri gördüğünde İngilizce altyazıya bakıyor; İngilizceye göre de yanlışsa yanlış sayıyor, İngilizceye uygunsa doğru kabul ediyor. İki dilden yalnızca birini iyi bilen değerlendirici ise iyi bildiği dil üzerinden kontrol ediyor, tereddüde düştüğünde diğer değerlendiricilere soruyor. Neticede Japonca ses ile İngilizce altyazıdan en az biri ile uyumlu olan ve akışa aykırı olmayan çeviriyi doğru kabul ediyoruz.

Genellikle ilk bölüm üzerinden değerlendirme yapıyoruz. Not vermeye geçmeden önce o animeden sorumlu değerlendirici ilk bölümü izleyip 10 kadar referans cümle veya kesit tespit ediyor. Sonra not vereceği çeviride bu kısımlara bakıp “D alır mı almaz mı” kararını veriyor. D alıyorsa daha üst notlar için akıcı bir diyaloğun veya anlatımın çevirisini akış içinde takip ediyor. C veya üstü alabileceğine kanaat getiriyorsa bütün bölümü o çeviriyle izliyor. Hâlâ C veya üstü olabilir diyorsa gözlemlerini yazıyor ve diğer değerlendiricilere gönderiyor; sonra hepimiz izleyip kanaatlerimizi belirtiyoruz, ortak görüşte değilsek tartışarak ortak bir görüşe varıyoruz.

0 veya F vermek için bazen 5 saniye yetiyor, bazen 5 dakika gerekebiliyor. Kimi zaman ilk değerlendiricinin tereddütsüz “A” dediği çeviriye diğerleri de 10-15 dakika içinde “A” diyor, kimi zaman “C eder mi etmez mi” diye arada kalınan çevirinin notunun C mi D mi olacağına karar vermek çok uzun sürüyor. Ama genel olarak not yükseldikçe o notu vermek için gereken süre de artıyor.

Değil.

Öncelikle haksızlık oluyorsa herkese aynı şekilde oluyor; belli bir animenin hangi çevirisinin daha iyi olduğunu tespit etmeye çalışırken ilk bölümü baz almaktan kaynaklanan bir haksızlık olması pek muhtemel değil, bizim öncelikli amacımız da bunu tespit edip mümkün olduğunca erkenden izleyicilere sunmak. İlk bölümün herkes için geçerli olan zorluğunu aşmakta bir çevirmen diğerlerine göre daha başarılı olduysa izleyiciye onu tavsiye etmemiz doğal. Geç başlayan animeleri ve geç paylaşım yapan çevirmenleri de hesaba katınca ilk bölümden sonrasına bakmak karşılaştırmaya engel olabiliyor.

İlk bölüme göre değerlendirme yapmak ayrıca bölümü izlemeden çevirmekten kaynaklanan hataları tespit etmeyi kolaylaştırıyor.

Keşke öyle bir vaktimiz olsa!.. Vakit buldukça bunu yapmak istiyoruz ama sezon bitince boş vakitlerimizi yeni sezon yemeye başlıyor, ancak birkaç bölüm sonra bırakmış olanları tespit edip yerlerine alternatif önermeye vakit ayırabiliyoruz. Fakat izleyicilerden “şu çevirmen sonradan çok bozdu” veya “şu çeviri v2’de çok iyileşti” gibi bildirimler gelirse tabii ki ihmal etmeyiz, bakıp notumuzu güncelleriz.

Sezon bitmeden önce geldiyse, bir şekilde haberdar olduysak ve vaktimiz varsa eksik kalmaması için güncelliyoruz. Gözümüzden kaçması da muhtemeldir ama.

Çevrim içi izleme sitesi olarak TürkAnime’yi, altyazı sitesi olarak PlanetDP’yi takip ediyoruz. Bu iki kaynaktan birine çevirinizi atmak istemiyorsanız FKT Discord sunucusu üzerinden bize ulaştırabilirsiniz, değerlendirmeye alırız.

Japoncada küfür olmasa da küfür etkisi yaratan tabirler var ve bunların ayrıştırılması çeviriye katkıda bulunabiliyor. Bu durumlarda üslup unsuru olarak tutarlı bir şekilde bunun yakışacağı karakterlere argo kullandırılması sorun değil, hatta ikna edici şekilde yapıldıysa S’ye kadar gideri var. Tutarlı değilse veya orijinalindeki üsluba denk durmuyorsa sorun olarak değerlendiririz. Argo yoksa ve tutarlı bir şekilde bütün ifadeler nötr bir dilde çevrildiyse bunu eksiklik saymıyoruz.

Aman aman etkili değil; belli bir standart belirleyip istikrarla sürdürdüyseniz çoğunlukla sorun olmaz. İki durumda sorun olabilir: a) Seste Japonca geçen bir şeyi Türkçe altyazıda İngilizce olarak görmeyi beklemeyiz, görürsek hata kabul ederiz; b) Teknik ismi, büyü sözü gibi anlaşılırlığa katkıda bulunacak şeylerin çevrilmemesini minör eksik kabul ediyoruz, arada kaldıysak aşağıya yuvarlıyoruz, kötü çevrilmişse her kötü çeviri gibi ondan da az çok kırıyoruz, iyi çevrildiyse bir iki yukarıya kadar yolu var.

Bir aralık moda olduğu gibi alakasız cümlelere zorla deyim sokuşturmak şeffaflık açısından kusur olduğundan böyle çeviriler D’nin üstünü görmez. Deyimi deyimle karşılayan çeviri tutturabildiyse artı, tutturamadıysa eksi, motamot çevirip Türkçede anlamsız bir hale getirdiyse fazladan eksi alır. Yersiz kültür unsuru içeren “salavat getir” gibi yerelleştirmeler 0’a kadar gidebilir.

Açılış ve kapanış şarkılarının çevirilerini değerlendirmeye katmıyoruz; ancak şarkılar harika çevrildiyse ve çevirinin geneli için ne not vereceğimize karar veremediysek bir üst nota yuvarlamamıza yardımcı oluyor. Hemen hemen her bölümünde birer şarkının olduğu müzik animeleri haricinde şarkı çevirilerinden not kırdığımız olmuyor.

Üç beş hataya takılmıyoruz, tartışmalı imla tercihlerini (“boş ver”/“boşver” gibi) önemsemiyoruz, okunaklılığı bozmayan ve izleyiciyi duraklatmayan kısaltmaları (“aman diyim” gibi) hata saymıyoruz; fakat imla ve noktalama hataları yüzünden altyazı okunmaz hale geldiyse C’yi görmez. Yanlış anlaşılmaya sebep olabilecek klavye hataları (“köşk” yerine “kök” yazmak gibi) az sayıda bile olsa özensizlik göstergesi olduğundan ve gelecek bölümlerde o özensizlik daha önemli hatalara sebep olabileceğinden, eğer not verirken arada kaldıysak aşağıya yuvarlıyoruz.

Dizginin elbette önemi var fakat çeviri değerlendirmelerinde dizginin iyi mi kötü mü olduğuna bakmıyoruz. Ancak okunamayacak kadar kötü dizilmiş bir çeviriyi tavsiye etmek istemediğimizden yarım not aşağıya çekmemiz mümkün. Bir müddet FKT’de dizgi değerlendirmeleri de yapıldı fakat pek az grup zahmet edip dizgi yaptığından vazgeçildi. Yarın dizgi yapmak yaygınlaşırsa tekrar başlanabilir.

Özetle doğruysa D, doğalsa C, akıcıysa B. Ayrıntısı aşağıda.

0: Altyazısız izlense daha iyi anlaşılacak çeviri. Bu trol çeviri olabilir, Google Translate olabilir, çevirmen kendi kabiliyetini çok aşan zorlukta bir metni yüzüne gözüne bulaştırmış olabilir, zaten iyi olmayan bir çeviri esprili(!) çevirmen notlarıyla hikayeden tamamen koparılmış olabilir... Birçok şey olabilir.

F: Hikayenin akışını anlaşılmaz ya da yanlış anlaşılır hale getirecek vahamette yanlışlar var veya peş peşe gelen cümleler birbirine anlam akışı oluşturacak şekilde bağlan(a)mamış.

E: Hikaye akışını bozacak vahamette olmasa da yanlış çevrilmiş cümleler var veya Türkçe ifade bozuklukları çok veya diyalog akışı yansıtılamamış.

D: Kayda değer bir yanlışlık yok fakat kelime seçimlerinde özensizlik göze batıyor ve cümleler doğal durmuyor.

C: Hikayenin akışı doğru yansıtılmış, cümleler de yeterince doğal; fakat başka artısı yok veya eksileri artılarını götürüyor.

B: Cümleler doğal olmanın yanında akıcı; dikkatli bir izleyici baştan sona dikkatini animeden ayırıp çeviriye verme ihtiyacı hissetmez.

A: Doğallığın ve akıcılığın yanında kullanılan dil hemen hemen her an hikayeye ve karakterlere uygun; haber metninde haber üslubu, serseri konuşmasında serseri havası var ya da tutarlı bir nötr dil var.

S: A'nın şartlarını sağlamanın yanında zor çeviri problemlerini başarıyla çözmüş, örnek gösterilecek nitelikte çeviri.

Tabii bu olumlu ve olumsuz özellikler blok halinde gelmiyor, çoğunlukla bir çeviride çeşitli artılar ve eksiler bulunuyor. Hangisinin ne kadar ağırlıklı olduğuna bakarak nihai notuna karar veriyoruz. Haliyle sıfır verdiğimiz nadir oluyor, S henüz hiç olmadı.